
ABD’nin Yeni Gümrük Tarifeleri Türkiye İçin Riskleri ve Fırsatları Beraberinde Getiriyor
Türkiye’nin düşük vergi oranıyla ABD pazarında kısa vadede avantajlı gibi göründüğünü ifade eden Dr. Çınar, “Ancak ABD ile STA’mızın olmaması belirli ürün gruplarında rekabet gücümüzü sınırlayabilir. Bu nedenle stratejik sektörlerde doğrudan yatırım, ortak girişimler ve ABD ile diplomatik ticaret temaslarını güçlendirerek konumumuzu sağlamlaştırmamız gerekiyor.” dedi.
Dış Ticarete Yön Verenler Derneği (DIŞYÖNDER) Başkanı Dr. Hakan Çınar, ABD’nin yeni gümrük tarifelerinin Türkiye için riskleri ve fırsatları beraberinde getirdiğini söyledi. Dr, Çınar, yeni dönemde Türkiye’nin stratejik sektörlerde doğrudan yatırım, ortak girişimler ve ABD ile diplomatik ticaret temaslarını güçlendirme yoluyla konumunu sağlamlaştırması gerektiğini vurguladı.
ABD’nin 8 Ağustos tibarıyla yürürlüğe giren yeni gümrük tarifelerinin teknik bir değişiklikten öteye küresel ticaret sistemine doğrudan müdahale anlamına geldiğini belirten Dr. Çınar, şöyle devam etti:
Yeni gümrük vergileri, ülkelere ve ürün kategorilerine göre farklı oranlar içeriyor. Türkiye için belirlenen yüzde 15'lik tarife, mevcut yüzde 10'luk vergiye yüzde 5 eklenmesiyle uygulanacak. Bu oran, Türkiye'nin vergi artışında en az etkilenen ülkelerden biri olmasını sağladı. Avrupa Birliği (AB) mallarına uygulanan gümrük vergisi yüzde 17’ye yükseltildi. Çin’e yüzde 34, Vietnam’a yüzde 46, Hindistan’a yüzde 26, Tayvan’a yüzde 32, Kanada ve Meksika’ya yüzde 25 vergi uygulanacak. Ayrıca küresel olarak çelik ve alüminyum ithalatına yüzde 25, enerji ithalatına yüzde 10 ilave vergi getirildi. AB’den ithal edilen otomobillerin vergisi ise yüzde 27,5 yükseltildi. Yeni vergiler, ABD’nin her ülkeyle olan ticaret açığını sıfırlamayı hedefleyen bir formülle hesaplandı. Ancak, yöntem karşılıklılık ilkesine aykırı. Bu politikalar küresel serbest ticaret düzenini tehdit ederken Bretton Woods sistemiyle kurulan ticaret ilkelerine de uymuyor. Artan gümrük vergileri, ithal ürünlerin fiyatlarını yükselteceği için ABD’li tüketicilerin satın alma gücünü şüphesiz azaltacak. Elbette bu hamlenin küresel yansımaları da olacak. Çin misilleme tarifeleriyle karşılık verirken, AB kararı Dünya Ticaret Örgütü’ne taşıyabilir.
TÜRKİYE BATARYA, GÜNEŞ PANELLERİ VE BEYAZ EŞYADA AVANTAJ ELDE EDEBİLİR
Yeni tarifeler Türkiye için hem riskleri hem de fırsatları beraberinde getiriyor. Elektrikli otomobil bataryaları, güneş panelleri ve beyaz eşya gibi sektörlerde Çin’in yerine geçebilecek üretim kapasitesine sahip Türk firmaları için ABD pazarı daha cazip hale gelebilir. Ancak Türkiye’nin ABD ile serbest ticaret anlaşmasının (STA) olmaması belirli ürün gruplarında rekabet gücümüzü sınırlayabilir. Bu nedenle stratejik sektörlerde doğrudan yatırım, ortak girişimler ve ABD ile diplomatik ticaret temaslarını güçlendirme yoluyla konumumuzu sağlamlaştırmamız önem kazanıyor. Özetle söylemek gerekirse, ABD’nin yeni tarifeleri tüketiciler, üreticiler ve uluslararası ilişkiler üzerinde derin etkiler yaratabilir. Türkiye, düşük vergi oranıyla kısa vadede avantajlı görünse de, küresel ticaret savaşlarının dolaylı etkileri ve misilleme vergileri, uzun vadede ihracatı zorlayabilir.
Dış Ticarete Yön Verenler Derneği (DIŞYÖNDER) Başkanı Dr. Hakan Çınar